TEA TREE OIL İLE GÜNLÜK KULLANIMDAN ENDÜSTRİYE NOTLAR
TEA TREE OIL (Melaleucae
aetheroleum) – ÇAY AĞACI YAĞI
Covid-19 süreciyle birlikte yaşadığımız
değişimlerden biri de temizlik ve el hijyen ürünlerinin eskiye göre hem çok
çeşitli olması hem de daha fazla kullanılmasıdır. Bu ürünlerde kullanılan doğal
ürünlerden bir tanesi de “Tea Tree Oil (TTO) – Çay Ağacı Yağı” dır. Sadece hijyen
ürünlerinde değil, TTO hem aromaterapi de kullanılmakta aynı zamanda pek çok
kozmetik ürünün de formülasyonunda yer almaktadır. Bu sebeple TTO ile ilgili olarak
üreticilerin ve TTO kullananların dikkat etmesi gereken birkaç noktayı hatırlatmak
istiyorum.
Tea Tree oil Avustralya’nın yerel bitkisi olan Melaleuca alternifolia’dan elde edilen bir uçucu yağdır. Ülkemizde “çay ağacı yağı” olarak söylense de çay ile ilgili olmadığı unutulmamalıdır. “Melaleuca oil” olarak da bilinen TTO Avrupa Farmakopesine göre 3 farklı Melaleuca türünden (M. alternifolia, M. linariifolia, M. dissitiflora) elde edilebilmektedir. Ancak en yaygın olanı M. alternifolia’dır. Yüzlerce yıldır Avustralya’da bilinen ve geleneksel olarak kullanılan Melaleuca ağaçlarından elde edilen TTO’nun ticari olarak üretimi 1920 yılında Avustralya uçucu yağlarını inceleyen geniş bir araştırma sonrası başlamıştır. TTO özellikle antimikrobiyal özelliği sebebiyle 2. Dünya Savaşı’nda antibiyotiklerin keşfine kadar çok yaygın olarak kullanılmıştır. Antibiyotiklerin keşfi ile birlikte kullanımı ve üretimi azalsa da yıllar içinde özellikle topikal formülasyonlarda antimikrobiyal ve antienflamatuvar özellikleri ile kullanımı yaygın olarak devam etmektedir.
TTO bitkinin genellikle taze yapraklarından
ve taze dal uçlarından distilasyonla elde edilmektedir. Bileşimi de diğer uçucu
yağlarda olduğu gibi kullanılan bitkinin kemotipine, iklime, yaprakların yaşına
ve distilasyon sürecine göre değişim göstermektedir. Terpinen-4-ol majör terpen
molekül olarak karşımıza çıkar. Terpinen-4-ol’ün yağın antimikrobiyal
etkisininden sorumlu bileşik olduğu kabul edilmekle birlikte, 1,8 sineol, a-terpineol gibi diğer bileşiklerin belirli oranlarda
olması uçucu yağın antimikrobiyal etkinliğini ve cilt üzerine olan olumlu etkilerini
optimum düzeye çıkarmaktadır.
Avrupa Farmakopesi’ne göre
maksimum etki ve minimum yan etki için terpinen-4-ol miktarının %30 dan fazla
olması istenirken; 1,8-sineol miktarının ise %15 i aşmaması istenir.
Geleneksel kullanımından yola
çıkılarak EMA (Avrupa İlaç Ajansı) TTO’nun ufak yüzeyel yaralarda, yanıklarda ve
akne tedavisinde, böcek ısırmalarında kaşıntının giderilmesinde, ayak
mantarlarında, ağız yaralarında ve ağız mukoza enflamasyonlarının tedavisinde
kullanımını onaylanmıştır.
EMA’ya göre yetişkinler ve 12 yaş
üstü çocuklarda kullanımı önerilmektedir. Genel olarak tedavide 1 aydan fazla
kullanılmaması daha uzun süre kullanılacaksa tedaviye ara verilmesi önerilir. Genelde
etkinliğin 5 gün ile 1 hafta arasında ortaya çıkması beklenir.
1. Küçük yaralar ve böcek
ısırıklarında
Bir taşıyıcı yağ içinde (Zeytin
yağı, badem yağı, Hindistan cevizi yağı gibi) %0,5- 10 luk preparatları cilt üzerindeki ilgili
bölgeye günde 1-3 kez uygulanabilir.
2. Sivilce
Bir taşıyıcı yağ içinde %10 luk preparatları
cilt üzerindeki ilgili bölgeye günde 1-3 kez uygulanabilir.
14-20
damla/100 ml su içinde hazırlanarak ilgili
bölgeye pansuman yapılabilir.
3. Ayak mantarı
Bir taşıyıcı yağ içinde %10 luk preparatları
cilt üzerindeki ilgili bölgeye günde 1-3 kez uygulanabilir.
3-7 damla/100 ml oranında yeterli
miktar su içinde hazırlanarak günde bir kez 5-10 dk ayak banyosu yapılabilir.
4. Ağız yaraları
Ağız yaralarında 3-7 damla/100 ml
suya damlatılarak çalkalandıktan sonra günde birkaç kez gargara yapılır.
Geleneksel kullanımdan yola
çıkılarak onaylanan bu kullanımlarının yanında Trichomonas vaginalis ve Candida
albicans’dan kaynaklanan vajinit ve servisit enfeksiyonlarında oldukça
etkili bulunmuştur. Bu amaçla satışa sunulan vajinal preparatları piyasada mevcuttur ya da majistral olarak eczanede hazırlanabilmektedir. Benzer şekilde sistitte de tedavi edici etki göstermiştir. Dolayısıyla
hekim kontrolünde bu amaçlarla kullanımı mümkündür.
Ayrıca bir diğer önemli kullanım
alanı hastane kökenli ya da toplum kökenli MRSA enfeksiyonları, E. coli
enfeksiyonları, Gram (-) ya da (+) enfeksiyonlardır ki özellikle hastaneler yada
spor salonları gibi bulaşın çok hızlı olduğu yerlerde TTO antiseptik olarak
kullanılabilir. %2-5 oranında TTO taşıyan el hijyen ürünlerinde ve ortam hijyen
ürünlerinde, hava temizleyicilerinde TTO nun etkili şekilde kullanımı mümkündür.
TTO ile ortaya çıkan yan etkiler
daha çok deride iritasyona bağlı hafif ağrı, kaşıntı, yanma, batma, kızarıklık,
kontak dermatit ve diğer alerjik reaksiyonlar şeklindedir. Yanlış şekilde saklanması
sonucu ortaya çıkan oksidasyon cilt üzerine olan tahriş edici, iritan etkisini
artırmaktadır. Bu sebeple ışık, ısı ve nemden uzak şekilde saklanmalıdır. Ayrıca
uzun süre ve sık temaslardan kaçınılması, bir taşıyıcı yağ içinde kullanılması
yan etki ve alerji potansiyelini azaltacaktır.
TTO ya benzer bir uçucu yağ olan
ve Melaluca quinquinervia’dan elde edilen Niaoli uçucu yağının da zaman
zaman TTO gibi kullanıldığını görmekteyiz. Özellikle topikal uygulamalarda daha
az tahriş edici etkisi olması sebebiyle hassas kişilerde TTO yerine Niaoli tercih
edilebilir.
Bu bilgiler ışığında aromaterapide
yaygın kullanılan ve Covid-19 sürecinde antiseptik, hava temizleyici,
antienflamatuvar özellikleri ile de öne çıkan TTO’da kalite problemleri ile de sıklıkla
karşılaşılmaktadır. Yapılan araştırmalar TTO adı altında satılan uçucu yağlarda
çok fazla katıştırma yani tağşiş yapılmış ürüne rastlandığını, piyasada dolaşan
ürünlerde bu oranın zaman zaman %50 den bile fazla olabildiğini, özellikle Çin’den
gelen numunelerin büyük çoğunluğunda tağşiş olduğunu göstermektedir.
En sık rastlanan katıştırma ürünleri şu şekilde sayılabilir:
- Düşük kalitede kayıtlı olmayan Melaleuca uçucu yağları
- Eucalyptus ve özellikle Eucalyptus globulus uçucu yağı
- Pine oil – Pinus türleri uçucu yağları
- Cinnamomum
camphora uçucu yağı
- Saf
madde eklenmesi: Terpinen-4-ol gibi
Bunların yanında Leptospermum
uçucu yağı, Melaleuca cajuputi (cajuput), Melaleuca quinquinervia
(Niaouli), Leptospermum scoparium (Manuka) ve Kunzea ericoide (Kanuka)
uçucu yağları ile katıştırma yapıldığı da görülmektedir. Ancak ekonomik
olmaması sebebiyle daha nadir karşılaşılmaktadır.
Avustralya’da Aborjinlerden başlayıp günümüze kadar gelen ve bugün farklı formlarda dünyanın her yerinde kullanılan TTO (Tea Tree Oil) ile ilgili söyleyeceklerimin anlatacaklarımın bitmesi mümkün değil. Ama bu yazının da bir yerde bitmesi gerekiyor. O yüzden şimdilik bu kadar diyor ve sağlıklı günler diliyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder