DOĞALA YOLCULUK...

Günler geçtikçe ülkemizde Korona virüs hasta sayıları artıyor. 18 Nisan itibariyle toplam 82329 vakamız oldu. Maalesef bugüne kadar 1890 kişi hayatını kaybetti. Ve günlük hasta kayıplarımız da 100ü geçmiş durumda. Bilim Kurulu Üyelerinin bazıları ve Sağlık Bakanı oldukça olumlu konuşuyor. Yani artış hızının yavaşladığını ifade ediyorlar gecen 1 ay süresince. Ancak bu olumlu istatistiki bilgi günlük vefat eden kişi sayılarını gördüğümüz zaman içimizi rahatlatmıyor. Biz yine de önümüze bakacağız verilen bu bilgiler ışığında tedbirlerimizi alıp ümitle yola devam edeceğiz. Her zaman olduğu gibi. Bugün COVID-19’daki cinsiyet dağılımına bakmak istedim. Genelde tüm dünyada erkekler kadınlara göre daha büyük bir risk grubu şeklinde gözüküyor. İlk olarak enfeksiyonun sadece Çin’de olduğu sürece baktığımız zaman erkek hastaların hem hastalığı daha ağır geçirdikleri hem de ölüm oranlarının daha yüksek olduğu görülüyor. Çin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi erkeklerde ölüm oranını %2

Korona günleri devam ederken evde geçen hareketsiz hayat tarzı insan sağlığını ciddi şekilde tehdit ediyor.  Özellikle insanların stres, sıkıntı ve gerginlik zamanlarında daha fazla yediği düşünülürse bu yazımda obeziteye ve özellikle ülkemizdeki obezite oranlarına dikkat çekmek istedim. Son yıllarda obezitenin ülkemizde ciddi bir sorun haline geldiğini biliyoruz. OECD 2017 raporuna göre Türkiye bu ülkeler arasında 6. sırada. Gerçekten çok yüksek bir oran. OECD 2017 Obezite Raporu Burada bir de dünya sağlık örgütünün hazırlamış olduğu bir linki de sizlerle paylaşmak istiyorum. Mutlaka incelemenizi öneririm. Linkteki dünya haritasında ülkelere bakarsanız 2016 verilerine göre obezite oranlarını görebilirsiniz. Dünya sağlık örgütü obezite atlası - 2016 Burada da yine Türkiye başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere Suudi Arabistan, Libya, Irak, Mısır ve Yeni Zellanda ile birlikte ilk 7 ülke arasında. Bu oranlar gerçekten çok dikkat çekici. Toplumsal olarak alınması

Koronavirus orta kısmında “genetik materyali”, etrafında “zarf” adı verilen kısım ve “protein çıkıntılar”dan oluşur. Bu zarf çift tabakalı bir lipit (yağ) yapısındadır. Virüs bu organik yapısıyla bulaştığı yerden kişinin dokunması ile insan derisine kolayca yapışabilir.   Buradan da eğer ağız, göz ya da buruna dokunulması ile mukozalardan kolaylıkla kişiye bulaşabilir. Bu bulaşmayı engellemek için sabun burada devreye girer. Sabun virüs zarfında bulunan bu yağ tabakasını çözerek virüsün inaktif hale gelmesini sağlar. Bu işlem için sabunun tipi önemli değildir, herhangi bir sabun yapısı gereği virüsü inaktif hale getirecektir. Ancak tam korunma için sabunla yıkamanın 20 sn yapılması gerektiği unutulmamalıdır. Aşağıda sabun molekülünü ve sabun moleküllerinin virüsü nasıl parçalayarak yok ettiğini görebilirsiniz.    Virüsün sabunla parçalanması Sabun molekülü Sağlıklı ve mutlu günler dileğiyle.. 

Koronavirüs (COVID-19) enfeksiyonu hayatımızın her noktasını hızla etkilemeye devam ediyor. Maalesef ülkemizdeki toplam vaka sayısının bugün yani 01.04.2020 itibariyle 15679 olduğu bunun 8852 sinin de İstanbul'da olduğu açıklandı.. Koronavirüs enfeksiyonu pozitif olan sağlık personeli sayısı da 601 olarak verildi.  Sadece bugün ülkemizde 63 kişi hayatını kaybetti ve hayatını kaybeden kişi sayısı bugüne kadar 277 oldu.  Sayılar maalesef hızla artıyor.  Aynı şeyler tekrar tekrar söyleniyor herkes tarafından ama ben de bir kez daha yazmak istiyorum. Acaba bu süreçte nasıl daha sağlıklı kalabiliriz, sağlığımızı nasıl muhafaza ederiz ? Genel olarak özellikle sosyal izolasyon ve temizlik/hijyen kurallarına uyulması tüm dünyada bu enfeksiyondan korunmak için alınan en temel önlemler. Bu sürecin ne kadar devam edeceği bilinmiyor ancak şu an için alınabilecek en iyi önlem sosyal mesafe bırakılması. Enfeksiyondan korunmak için bir başka önemli nokta da sağlıklı beslenme ile bağışıkl