COVID-19 da cinsiyet ne kadar etkili ?
Günler geçtikçe ülkemizde Korona
virüs hasta sayıları artıyor. 18 Nisan itibariyle toplam 82329 vakamız
oldu. Maalesef bugüne kadar 1890 kişi hayatını kaybetti. Ve günlük hasta
kayıplarımız da 100ü geçmiş durumda. Bilim Kurulu Üyelerinin bazıları ve
Sağlık Bakanı oldukça olumlu konuşuyor. Yani artış hızının yavaşladığını ifade
ediyorlar gecen 1 ay süresince. Ancak bu olumlu istatistiki bilgi günlük vefat eden
kişi sayılarını gördüğümüz zaman içimizi rahatlatmıyor. Biz yine de önümüze
bakacağız verilen bu bilgiler ışığında tedbirlerimizi alıp ümitle yola devam
edeceğiz. Her zaman olduğu gibi.
Bugün COVID-19’daki cinsiyet dağılımına bakmak istedim. Genelde tüm dünyada erkekler kadınlara göre daha büyük bir risk grubu şeklinde gözüküyor.
İlk olarak enfeksiyonun sadece Çin’de olduğu sürece baktığımız zaman erkek hastaların hem hastalığı daha ağır geçirdikleri hem de ölüm oranlarının daha yüksek olduğu görülüyor. Çin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi erkeklerde ölüm oranını %2.8 kadınlarda ise %1.7 olarak açıkladı. Ancak Çin’de erkeklerde sigara içme oranları kadınlara göre o kadar yüksek ki cinsiyetin burada ayırt edici olmadığını söyleyebiliriz. Aşağıdaki grafikten de görüleceği gibi 2016 yılında Çin'de sigara içme oranı kadınlarda 1.9 iken erkeklerde 48.4 olarak tespit edilmiştir. Sigara içme oranlarının yüksek olması sadece akciğer harabiyeti açısından değerlendirilmemiş, ayrıca sigara içenlerde ACE2 ekspresyonunun (Korona virüsün bağlandığı reseptör) artması da COVID-19’un bu kişilerde daha fazla görülmesine sebep olarak gösterilbilmektedir. Dolayısıyla Çin’deki vakalarla cinsiyet yalnız başına bir faktör olarak değerlendirilemez.
Çin'de cinsiyete göre sigara içme oranları |
COVID-19’un bir diğer ağır
seyrettiği ülke olan İtalya’ya bakalım. İtalya’da 25000 vaka üzerinde yapılan
bir araştırmada ölüm oranı erkeklerde %8 iken kadınlarda %5 olarak bulunmuş.
Sigara içme oranlarına baktığımız zaman ise yine erkekler kadınlardan yüksek
olmakla birlikte (%30 erkek, %19 kadın) fark Çin’deki kadar yüksek değildir. Daha
birçok ülkenin istatistikleri yayınlanmış ama hepsine tek tek girmek istemiyorum.
Zaman ilerledikçe hastalık yayılmaya devam ettikçe bu pandeminin merkezi Çin-Wuhan'dan İtalya - Lombardia'ya, oradan da New York'a taşındı. Sigara içme oranları cinsiyetler arasında çok az fark gösteren New York'ta 17 Nisan da yapılan bir haberde doğrulanmış vakaların %54'ü kadın iken, ölümlerin %53'ünün erkek olduğu olduğu açıklandı. Dolayısıyla erkeklerde ölüm oranındaki yükseklik sadece sigaraya bağlanamaz. Bu sonuçlar birlikte değerlendirildiğinde genel olarak erkeklerde ölüm oranlarının kadınlardan daha yüksek olduğu gözlenmektedir.
Zaman ilerledikçe hastalık yayılmaya devam ettikçe bu pandeminin merkezi Çin-Wuhan'dan İtalya - Lombardia'ya, oradan da New York'a taşındı. Sigara içme oranları cinsiyetler arasında çok az fark gösteren New York'ta 17 Nisan da yapılan bir haberde doğrulanmış vakaların %54'ü kadın iken, ölümlerin %53'ünün erkek olduğu olduğu açıklandı. Dolayısıyla erkeklerde ölüm oranındaki yükseklik sadece sigaraya bağlanamaz. Bu sonuçlar birlikte değerlendirildiğinde genel olarak erkeklerde ölüm oranlarının kadınlardan daha yüksek olduğu gözlenmektedir.
Kardiyovasküler hastalıklar, hipertansiyon
ve kronik akciğer hastalıklarının erkeklerde daha yaygın görülmesi, elbette
sigara ve alkol tüketimi, sosyal hayata katılma, çalışma şartları gibi harici
faktörlerin erkeklerin aleyhine olması erkekleri COVID-19’a karşı daha yüksek
bir risk grubu haline getirmiştir.
Ayrıca, kadınların kromozom ve
hormonları ile düzenlenen doğal bağışıklık sisteminin bu durumda etkili olduğu
düşünülmektedir. Genellikle kadınlar enfeksiyonlara karşı erkeklere göre daha
iyi bağışıklık sistemi cevabı verirler. Bu durum aşılanmada da bu şekildedir. Dolayısıyla
COVID-19 da benzer şekilde bir etki ortaya çıkacaktır.
Okuduğum makaleler ve basına yansıyan haberlerde gördüğüm kadarıyla ülkelerin veri paylaşımları tam tutarlılık
göstermemekte. Yani bazı ülkeler veri paylaşımında cinsiyet, komorbidite, yaş
ya da diğer faktörleri ayrıntılı şekilde belirtirken, bazı ülkeler verileri
total olarak vermektedir. Bu sebeple veri paylaşımlarında daha da önemlisi öncelikle
verilerin hazırlanması esnasında bu tip ayrıntıların belirtilmesi uzun vadeleri
araştırmalar açısından önem taşımaktadır. Başta Dünya Sağlık Örgütü olmak üzere
Uluslararası kuruluşların veri analizleri için ülkeleri bu şekilde yönlendirmesi
yerinde olacaktır.
Zaman geçtikçe, vaka sayıları
arttıkça, yayınlar yapılmaya araştırmalar yayınlanmaya devam ettikçe daha çok
şey öğreneceğiz.
Sağlıklı ve meraklı güzel günler dileğiyle..
Yorumlar
Yorum Gönder