Dünya Baharat Ticaretinde Türkiye'nin potansiyelinin değerlendirilmesi
Bilindiği gibi baharatlar gıdalara tat, koku, renk ve aroma vermek bazen de koruyucu olarak ilave edilirler. Bitkilerin kabuk, yaprak, çiçek, tomurcuk, tohum ya da kök gibi çok farklı organları baharat olarak kullanılabilmektedir. Genellikle kurutulmuş olarak doğrudan gıdalara ilave edilebilecekleri gibi, bazen de ekstreleri ya da uçucu yağları da gıdalara eklenebilir.
Baharatların
tarihçesi binlerce yıl öncesine kadar gitmektedir. Eski Mısır, Mezopotamya ve
Yunan uygarlıklarına, Çin, Hindistan ve İslam medeniyetlerine baktığımız zaman
baharatların ne kadar eski bir kökene sahip olduğunu kolayca anlayabilirsiniz. Bu
ürünler aslında düşünüldüğünden çok daha geniş kapsamlı olup zaman zaman pek
çok tıbbi bitki de baharat kategorisinde değerlendirilebilmektedir.
Dünyada
en bilinen ve yaygın baharatlara baktığımız zaman daha çok tropik bölgelerden
elde edildiklerini görebiliriz. Aşağıda
tablo 1 de dünya ticaretinde en önemli yer tutan baharatların küçük bir
listesini bulabilirsiniz. Burada ilk kısım tropik bölgelerde yetişen ikinci kısım
ise tropik olmayan bölgelerde yetişen baharatları göstermektedir (Şili biberi ve kişniş her iki bölgede de
yetiştiği için farklılık göstermektedir.). Bu baharatlar arasında karabiber ticari
değer olarak ilk sırayı alırken kırmızı biber tonaj olarak ilk sıralarda yer
almaktadır. Baharat ticaretinden en önemli ülkeler Çin, Madagaskar, Endonezya
ve Hindistan’dır. Bunun yanında Guetamala, Brezilya, Vietnam ve Sri Lanka da
önemli merkezlerdir.
Ülkemizdeki
duruma baktığımız zaman Ekonomi Bakanlığı’nın son raporuna göre ülkemiz önemli kekik,
defne ve kimyon ihracatçısıdır, bunun yanında anason ve adaçayı da önemli ihraç
ürünlerindendir. Dünyada en fazla kekik ihraç eden ülke Türkiye olup,
ülkemizden yılda yaklaşık 15 bin tondan fazla kekik ihraç edilmekte ve 22.50 milyon
Amerikan Doları gelir elde edilmektedir. Diğer ihraç potansiyeli yüksek
bitkilerimizden birisi de defne olup 2019 yılında yaklaşık 32 bin ton üretimle dünya
defne ihtiyacının neredeyse % 90’ının ülkemiz tarafından karşılandığı
bildirilmektedir. Dünya dış ticaret hacmi 25-30 bin ton olarak tahmin edilen
kimyon üretimimiz ise 2016 yılında 8300 tonluk bir hacimle dünya üretiminin neredeyse
dörtte birini karşılamaktadır (Tablo 2).
Bu
rakamlar dünyada baharat ticaretinde Türkiye'nin de önemli bir yeri olduğunu
göstermektedir. Ancak ihracatı yapılan bazı baharat ve bitkilerin
ülkemizde aynı zamanda ithalatının da yapıldığını görmekteyiz. Bu ürünler
arasında defne, kimyon, kekik ve adaçayı sayılabilir. Bu durumun önlenmesi için iç piyasada sektörün
ihtiyaçlarının net bir şekilde belirlenmesi, üreticilerin bu yönde
bilgilendirilmesi, ithalatçı ve ihracatçı firmalar arasında bağlantı kurulması gibi
önlemlerin Tarım Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı gibi adı her
ne olursa merkezi bir birim tarafından alınması gerekmektedir.
Diğer
taraftan ihraç edilen baharat ve bitkiler genellikle işlenmemiş formda olup, bu
durum bu ürünlerden elde edilecek gelir miktarını düşürmektedir. Bu sebeple
üreticilerin mutlaka işlenmiş ürüne doğru yönelmeleri daha yüksek katma değerli
ürünler elde etmeleri açısından dikkate alınmalıdır. Yetiştirilmekte olan ürüne
göre temizleme, ayıklama, boyutlandırma, ekstraksiyon, distilasyon vb işlemler ile
çok daha karlı ürün elde etme şansı olacaktır. Tabii ki eski yıllara göre
üreticilerimiz daha bilinçli, denetleme mekanizmaları daha verimli
çalışmaktadır. Ancak mikrobiyal ya da endüstriyel kontaminasyonlar, pestisit
kalıntıları ürünlerde kaliteyi ve dolayısıyla değeri ciddi şekilde düşüren
parametrelerdir. Bu sebeple üreticilerin mutlaka ürettikleri bitki ile ilgili
standartları çok iyi araştırıp ürünün kullanım amacına ve hedef kitlesine göre bir
üretim planı hazırlaması gereklidir. Örneğin tıbbi amaçlı kullanılacak bir
kekik ile baharat olarak kullanılacak kekiğin standardı hiçbir zaman aynı olmayacağı
gibi satış fiyatları da aynı değildir. Bu durumda üretici potansiyel alıcıya ve
kendi kapasitesine göre tercihini yapıp o çerçevede üretime başlamalıdır.
Bu
yazımın başından beri belirttiğim gibi baharatlar ve tıbbi bitkiler dünyada önemli
bir ticari potansiyele sahiptir. Ülkemizin coğrafi çeşitliliğinin iyi değerlendirilmesi
ile bu pastadan büyük bir pay almak mümkündür. Bireysel ya da şirketler
düzeyinde yapılacak doğru piyasa ve arazi araştırmaları ile yüksek standartta ürünleri
belirledikten sonra başta kimyon, kekik ve defne olmak üzere diğer baharatların
ve bitkilerin yüksek standartlarda üretimi toplumsal kalkınma açısından büyük
fayda sağlayacaktır.
Kaynaklar:
Herbs,
spices and essential oils, FAO (2005).
Spices
and herbs for home and market, FAO (2011).
Bayraktar
ve ark., Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi 26 (2): 216−229 (2017).
Duru
ve ark., Ziraat ve Su Ürünleri Araştırmaları, (2019).
Yorumlar
Yorum Gönder