Covid-19 tedavisinde başvurulan Hidroksiklorokin nedir ? Bitkisel mi ? Doğal mı ?


Son 3 aydır yaşadığımız pandemi sürecinde dünyada en çok gündeme gelen ilaçlardan biri “hidroksiklorokin”dir. Etkinliği ile ilgili tartışmalar sürmeye devam etse de hidroksiklorokin tedavi protokollerinde halen ilk sıralarda yer almaktadır.

Peki hidroksiklorokin nedir ?


Hidroksiklorokin kinin türevi bir etken maddedir. Kinin ise Kına kına ağacının kabuklarından elde edilen sıtmaya karşı kullanılan önemli bir ilaç etken maddesidir. Hidroksiklorokine geçmeden önce, aynı bugünkü Covid-19 salgını gibi tarih boyunca ortalığı kasıp kavuran sıtmayı tedavi eden kininin tarihçesinden biraz bahsetmek istiyorum.

Kinin Cinchona bitkisinin kabuklarından elde edilen alkaloit yapısında bir maddedir. Güney Amerika’da yerli bir bitki olan Cinchona, ilk olarak İspanyollar tarafından 1600 lü yılların başlarında İspanya’ya getirilmiştir.  O yıllarda İspanyol Cizvit rahipler İnka imparatorluğunun kalıntılarına vardıkları zaman, İnkaların ateşli titremeyi önlemek için bu ağacın kabuklarını çiğnediklerini fark etmişler ve bu kabukların Avrupa’yı kasıp kavuran sıtma hastalığına karşı da etkili olabileceği düşüncesi ile bu kabukları İspanya’ya götürmeye karar vermişler.  O sırada İspanya’da sıtma ile mücadele eden Peru valisi Mendoza Chinchon’un eşi kontes Chinchon’a bu kabuklardan hazırlanan ilaç verilmiş. Bu ilacın kontesi iyileştirmesi de bu ağaç kabuklarının Avrupa’da bir anda yaygınlaşmasını sağlamıştır. Ünlü botanikçi Carl Linnaeus daha sonra bu bitkiye kontesin adından esinlenerek “Cinchona” cinsi adını vermiştir.

Bu kabukla hazırlanan ilaçlar sıtmaya karşı oldukça etkili olsa da, kabuklar ile doz ayarlaması yapamadıkları için yanlış, sürekli ve yüksek doz kullanımına bağlı olarak “Kinkonizm” denilen bir toksisite tablosu ortaya çıkmıştır. Farklı Cinchona türlerinde kinin benzeri (kinolin alkaloitleri) maddelerin oranı %4 ile %7 arasında olup, bazı hibrit türlerde %17’ye kadar çıkabilmektedir. Bu durum kabuklardan etkili bileşiklerin elde edilmesine yönelik araştırmaları hızla artırmış ve 1820 yılında ilk olarak Paris Tıp Fakültesinde profesör olan Joseph Pelletier ve Eczacılık Fakültesinde öğrenci olan Joseph Caventou kinin’i saf olarak izole etmişlerdir. Bu maddeye Peru Kızılderililerinin ağaca verdikleri isim olan “quina quina” dan hareketle “kinin” adını vermişlerdir. Bu bitkiye “Kına kına” denmesinin sebebi de yine yerli isminden kaynaklanmaktadır.

Bu süreçte Güney Amerika ülkeleri dünyada ciddi şekilde Cinchona ticaretini kontrol altında tutmaya başladılar. Peru, Ekvador, Kolombiya ve Bolivya Cumhuriyetleri, kritik Cinchona ağaçlarının tekelini ellerinde bulundurdular. Bu durumda Avrupa ülkelerinden İngiltere Hindistan’da, Hollanda ise kolonisi olan Jawa adasında kültür çalışmalarına başladı. Hollanda Jawa’da Cinchona ledgeriana kültüründe çok başarılı olurken, 1930’a kadar dünya kinin ihtiyacının neredeyse %95’i Jawa’daki plantasyonla sağlanmıştı. Bu yüksek verimli üretimle başa çıkamayan İngiltere Hindistan’daki üretiminde ticari olarak başarıyı yakalayamadı ve Hindistan’daki üretimini çaya yönlendirdi. Cinchona üretimindeki bu Hollanda hakimiyeti Japon birliklerinin Jawa'yı işgal ettiği ve Cinchona üretimini devraldığı 1942 yılına kadar devam etmiştir. Bu durum savaş yıllarında Avrupa’da kinin eksikliğine sebep olmuş ve farklı yollardan kinin elde edilmesine yönelik araştırmalar hızla artmıştır. O yıllarda tüm keşifler ihtiyaçlar sonucunda ortaya çıkmaktaydı. Benzer şekilde kininin kimyasal sentezi savaş yıllarında gösterilen büyük çaba ile 1944 yılında gerçekleşmiştir. Ardından kininle birlikte sıtmaya karşı diğer sentetik türevlerin sentezleri de yapılmıştır.

Amerikan İç Savaşında askerlere koruyucu olarak kinin kullanılmış (1865). 
Diğer sentetik türevler örneğin 1930 da quinacrine, 1931’de mepacrine, 1934’de Bayer tarafından klorokin sentezlenmiş ancak yan etkileri tamamıyla ortadan kaldırılamamıştır. Buna rağmen yıllarca sıtma tedavisinde kullanılmışlardır. Yapılan araştırmalar en gelecek vadeden molekülün klorokin olduğunu düşündürmüştür. 1950'lere gelindiğinde dünyanın pek çok bölgesinde klorokine rezistans sıtma ortaya çıkmıştır. Bugün, sentetik versiyonlarının bazılarına karşı yaygın ilaç direncinin bir sonucu olarak, kinin ve yeni türevleri hala sıtma için tercih edilen bir ilaç olarak gündemdedir.
1950’de klorokinden hareketle hidroksiklorokin sentezlenmiş özellikle romatoit artrit ve Lupus tedavisinde yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.

1600'lerden günümüze uzanan bir geçmişi olan hidroksiklorokin doğadan ilaç geliştirme çalışmalarının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha karşımıza çıkarıyor. Buradan hidroksiklorokin'in doğal bir molekül olduğu sonucu çıkmamalıdır, tamamen sentetik olup doğal molekül model alınarak sentezlenen bir maddedir. 

Henüz tam olarak etkinliği netleşmemiş olmasına rağmen Hidroksiklorokin Covid-19 tedavisinde kullanılmaktadır. Hatta Covid-19'a karşı koruyucu (profilaktik) olarak kullanımı önerilmektedir. Yakın zamanda ABD devlet başkanı Donald Trump da bu öneriye uyarak koruyucu olarak hidroksikolorokin kullandığını basına açıklamıştır. Bununla birlikte, FDA bu ilacın kalp ritim bozukluklarına sebep olabileceği için sağlık kontrolü olmadan koruyucu amaçlı kullanımını önermemektedir.

Başta hidroksiklorokin olmak üzere kinin türevlerinin Covid-19 tedavisinde kullanımına yönelik yapılan çalışmaların bir kısmı bu maddenin etkili olabileceğini bildirirken, diğer bir kısmı da etkisiz ya da riskli olduğunu göstermektedir.

Bu ilacın Covid-19 tedavisindeki etkisi yeni yapılacak çalışmalarla ve klinik tedavi sonuçları ortaya çıktıkça netleşecektir. Ancak görünen o ki bir süre daha korona virüs tedavisinde en azından aşı bulununcaya kadar hidroksiklorokin kullanılmaya devam edecektir.


Sağlıklı günler dileğiyle.. 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hangisi Tıbbi Papatya ???

Vincent Van Gogh'un Yüksükotu ve Pelinotu ile imtihanı..

Uçucu yağ kullanımında nelere dikkat edilmeli ? Aromaterapi ne kadar güvenli ?

Zerdeçaldan kurkumine yolculuk - 2: Zerdeçalı karabiber ve zeytinyağı ile tüketmek en doğrusu..

KEKİK VE COVID-19

Greyfurt hangi ilaçlarla etkileşir ?

Çocuklarda papatya ile gelen sağlık..

Lavanta ve migren..

Mis gibi kokan tıbbi bitkisel çaylar

Sakız Ağacı Yetiştiriciliği