Yaşlanma ve serbest radikaller
Yaşlanma insan
vücudunun zaman içinde gerilemesidir ve yaşam süresi boyunca
vücutta hasar gören moleküllerin,
hücrelerin ve dokuların zayıflığı veya yetersizliği ile ortaya çıkar. İleri
yaşlar, kanser, kardiyovasküler hastalıklar ve nörodejeneratif hastalıklar için
en büyük risk faktörüdür.
Yaşam süresinin değil “genç kalma” süresinin
uzatılması sağlıklı ve uzun yaşam için önemlidir.
Yıllar içinde çok
farklı yaşlanma teorileri ortaya atılmıştır ki bunlardan bazılarını aşağıda saymaya çalıştım.
Vaktiniz olursa bu teoriler ile ilgili bir şeyler okumanızı tavsiye ederim. Kaderde
yaşlanmak var ama nasıl yaşlanıyoruz bunu bilmek de güzel.
Yaşlanma teorileri:
- Gen
teorisi
- Telomer
teorisi
- DNA
hasarı teorisi
- Endokrin
teorisi
- Otoimmün
teori
- Serbest radikal teorisi
Yaşlanmada serbest radikal teorisi
Biraz yaşlanmada
serbest radikal teorisinden bahsetmek istiyorum. İlk olarak 1972 yılında
hücrede oluşan serbest radikal reaksiyonlarından mitokondrinin sorumlu
olduğunun keşfiyle ortaya atılmıştır. Ayrıca mitokondrideki serbest radikal
hasarının da yaşam süresini tanımladığı öne sürülmüştür. Özellikle mitokondrial
DNA serbest radikallerin en önemli hedeflerinden biridir. Bu teoriye göre yaşlanma
antioksidan savunmalar ile serbest radikal oluşumu arasındaki dengenin bozulması
ile ortaya çıkar.
Yaşlanmada serbest radikal teorisi antioksidan maddeler ve
besinler üzerindeki araştırmaları hızla artırmıştır. Bu bilgilerden hareketle özellikle batı ülkelerinde gıda sanayine, reklamcılığa, beslenme sistemine antioksidan gıdalar
fazlasıyla yerleştirilmiştir.
Tabii ki antioksidanlarla yaşlanmamak mümkün değil ancak
sağlıklı yaşlanmanın mümkün olduğunu düşünüyorum. İleri yaşına rağmen genç
kalan insanların hayat tarzlarına bakıldığında sağlıklı beslenerek, yapay
gıdalardan, toksinlerden, sigaradan uzak durarak, hareketli ve verimli bir
yaşam sürerek bu şekilde kaldıklarını söylemek hiçte yanlış değil.
Sağlıklı ve mutlu yaşlanmalar dileğiyle…
Yorumlar
Yorum Gönder